AĞRI KESİCİ VE ANTİROMATİZMAL İLAÇLAR: Günlük uygulamada romatizmal hastalıkların çoğunda oluşan yangıya darbeyi vurmak için ilk akla gelen ilaçlardır. Bazen tek başına bazense diğer ilaçlarla beraber kullanılabilirler. Bu ilaçların en bilinen ve sık karşılaşılan yan etkisi mide yakınmalarıdır. Bu nedenle hekimin uygun gördüğü hastalarda mide koruyucu ilaçlar tedaviye eklenir. Yaşlı hastalarda, böbrek, karaciğer ve kalp hastalığı olanlarda da hekimin önerisi doğrultusunda çok dikkatle ve daha düşük dozlarda kullanılabilirler. Bazen genç hastalarda da tek başına ya da başka ilaçlarla beraber kullanıldığında karaciğer testlerinde geçici bozulmalara neden olabilirler. Belli aralarla hekim kontrolü gerekir.
KORTİZON: Bu ilaçlarlar romatoloji pratiğindeki en etkili ilaç grubudur. Romatizmal hastalıkların birçoğunda tedavinin başlangıç ya da bir döneminde kullanılırlar. Romatoloji uzmanları yan etkileri olabilen bu ilacı; gerektiğinde kullanmaktan kaçınmaz çünkü sağlanacak fayda daha önemlidir. Bu nedenle romatolog takibindeki hastalar; kortizonlu ilaçlar hakkında söylenen çevreden duydukları sözlere kulak asmamalıdırlar. Bu ilaçları kullanan kişilerin dikkat edeceği en önemli konu tuz yememektir. Yemeğine tuz ekmese bile, yemek pişerken konan tuz, ya da zeytin, peynir, ekmek gibi besinlerin içindeki tuz hastanın yüzünde şişmeye, tansiyonun yükselmesine neden olabilmektedir. Şeker ve yağlı gıdaları tüketirken de daha dikkatli olması önerilir. Şeker hastalığı olanlarda kan şekerlerinin bozulmasına neden olabileceğinden daha sıkı bir diyet ve takip gerektirir. Bu ilaçlar ayrıca tüylenme artışı ve vücutta sivilceler yapabilir. Genç hastalarda bu istenmeyen etki ilaç dozları azaltılınca genellikle düzelir. Uzun süre kullanımda osteoporoza(kemik erimesine) neden olabilir. Bu nedenle tedaviye çoğunlukla kalsiyum ve D vitamini içeren ilaçlar eklenir. İlacı yüksek dozlarda alması gereken hastalarda mikrobik hastalıklara daha kolay yakalanmaya neden olabilir. Hastada sarılık (hepatit B, C) varsa sakıncalı olur ve tedavi öncesinde bu testler genellikle hekim tarafından kontrol edilir.
ROMATİZMAYA KARŞI HASTALIK AZALTICI İLAÇLAR: Daha önce söylendiği gibi romatizmal hastalıklar tamamen ortadan kaldırılamamaktadır. Amaç bu ilaçlar ile hastalığı en düşük seviyede tutabilmektir. (Bunu bir örnekle açıklayalım. Hastalığı vahşi bir hayvana benzetirsek, elimizdeki imkanlarla bu hayvanı öldürecek bir silah şu an elimizde yoktur. Bu hayvanı öldüremesek de uyumasını sağlayabiliriz ve bu şekilde çevresine zarar vermesini önleyebiliriz.). Metotreksat, sulfasalazin, hidroksiklorokin, azatiopirin, siklofosfamid, siklosporin gibi ilaçlar bu gruba örneklerdir. Ortak özellikleri etkilerinin geç ortaya çıkmasıdır ve bu süre yaklaşık 3 (üç) aydır. Bu tedavi bir hastaya başlandığında aylar ya da yıllar gibi uzun sürelerle kullanılır. İlaçların etkisi geç başlasa da yan etkiler erken dönemlerden itibaren ortaya çıkabilmektedir. Bir ilaca yeni başlanan hastalar olası yan etkiler açısından gerek kan tetkikleri gerekse muayene ile daha sıkı bir izleme alınırlar. Oluşan yan etkiler hafif bir bulantıdan, organ bozukluğuna kadar gidebilen ciddi durumlara kadar değişebilir. Ancak bunların çoğu uygun takiple erken dönemde saptanarak, neden olan ilaç bırakıldığında tekrar düzelir. Bu yan etkiler yapılacak düzenli karaciğer, böbrek testleri ve kan sayımları ile 6 aylık aralarla yapılacak göz kontrolleri ile kolayca saptanabilir. Hastanın önceden olmayan ateş ve döküntü gibi durumlarda da takip eden hekimine başvurması olayın daha ciddi boyutlara varmasını engeller.